باب: بنيان
المسجد.
62. Mescidin Yapılması
-وقال أبو
سعيد: كان سقف
المسجد من
جريد النخل. وأمر
عمر ببناء
المسجد، وقال:
أكن الناس من
المطر، وإياك
أن تحمر أو
تصفر، فتفتن
الناس. وقال
أنس: يتباهون
بها، ثم لا
يعمرونها إلا
قليلا. وقال
ابن عباس: لتزخرفنها
كما زخرفت
اليهود
والنصارى.
Ebu Saîd şöyle demiştir: "Mescidin tavanı hurma yaprakları
ve soyulmuş hurma dallarıyla örtülüydü." Hz. Ömer mescidin yapılmasını
emretti ve (yapı ustasına) şöyle dedi: İnsanları yağmurdan koru! Kırmızı ve
sarı renkleri kullanmaktan kaçın! Aksi takdirde insanları fitneye
sürüklersin!" Enes İbn Mâlik şöyle
dedi: "Yapılan nescidlerle övünürler, ama onları çok az ihya
ederler." İbn Abbâs da şöyle
demiştir: "Yahudi ve Hıristiyanların (mabedlerini) süslediği gibi siz de
mescidlerinizi süsleyeceksiniz."
AÇIKLAMA: (Mescidin Yapılması) Bu başlıktaki mescid ile
Mescid-i Nebevi kasdediL mistir.
(Aksi takdirde insanları fitneye sürüklersin) İbn Battal şöyle
demiştir: "Hz. Ömer, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in üzerindeki
şekillerden dolayı hamîsa denen örtüyü Ebu Cehrn'e geri göndermesine ve ona
'Bu, beni namazda oyaladı' demesine bakarak bu kanaate ulaşmıştır." Ömer'in
bu konuya ilişkin özel bir bilgiye sahip olma ihtimali de vardır.
(Yapılan camilerle övünürler) Burada muallak olarak zikredilen
bu rivayet, Ebu Ya'lâ'nın "Müsnedinde ve İbn Huzeyme'nin Ebu Kılâbe kanalıyla,
senedi kaydedilerek zikredilmiştir. Buna göre Enes şöyle demiştir;
"Rasulullah'ı şöyle derken işittim: Öyle bir zaman gelecek ki, ümmetimin
fertleri cami yaptırmakla birbirine karşı övünecekler ama onhnpek az ihya(imar)
edecekler."
Not: (ama onları pek az
ihya(imar) edecekler) Camilerin ihyası (İmarı), binayı dikmekle değil, namaz
kılmak ve Allah'ı anmakla olur. Bağavî şöyle demiştir: "Teşyîd, yüksek
binalar yapmak demektir. Yahudi ve Hıristiyanlar kitaplarını tahrif edip
değiştirdikten sonra mabedlerini süslemişlerdir."
حدثنا
علي بن عبد
الله قال:
حدثنا يعقوب
بن إبراهيم بن
سعد قال:
حدثني أبي، عن
صالح بن كيسان
قال: حدثنا
نافع: أن عبد الله
أخبره: أن
المسجد كان
على عهد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
مبنيا
باللبن،
وسقفه
الجريد،
وعمده خشب
النخل، فلم
يزد فيه أبو
بكر شيئا،
وزاد فيه عمر،
وبناه على
بنيانه في عهد
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم باللبن
والجريد،
وأعاد عمده
خشبا، ثم غيره
عثمان، فزاد
فيه زيادة
كثيرة، وبنى
جداره
بالحجارة المنقوشة
والقصة، وجعل
عمده من حجارة
منقوشة، وسقفه
بالساج.
[-446-] Salih İbn Keysân, Nâfi'den Abdullah'ın kendisine şöyle bildirdiğini
nakletmiştir: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanında
Mescid-i Nebevi kerpiçle bina edilmişti. Tavanı hurma yapraklarından, direkleri
ise hurma ağaçlarının gövde kısımlarından oluşuyordu.
Ebu Bekir, mescid'in bu yapısına, herhangi bir ilavede bulunmadı.
Ömer mescid'i genişletti. Ancak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem dönemindeki
gibi kerpiç ve hurma dalı ile yeniden inşa etti. Direklerini ise odundan yaptı.
Daha sonra Osman mescid'in yapı tarzını değiştirdi. Mescidi çok genişletti.
Duvarlarını nakışlı taşlar ve kireçle ördü. Sütunlarını, nakışlı taşlarla
yükseltti. Tavanını ise sac adı verilen bir ağaçtan yaptı.
AÇIKLAMA: (sac) Hindistan'dan gelen malum ağacın adıdır.
İbn Battal ve diğerleri şöyle demiştir: "Cami yapımında sünnet olan, itidalli
olmak ve caminin tezyininde aşırıya kaçmamaktır." Zira Hz. Ömer, kendi
döneminde fetihlerin çoğalıp maddi refahın artmasına rağmen Mescid-i Nebevî'nin
şeklini değiştirmemiştir. Sadece onu yeniden inşa etmeye ihtiyaç duymuştu.
Çünkü hurma dallarından oluşan tavanı, haşereler tarafından yendiği için delik
deşik hale gelmişti.
Daha sonra Hz. Osman dönemi geldi. Onun zamanında mâlî İmkanlar
daha da arttı. Buna rağmen o, aşırı süse kaçmadan mescidin genel görünümünü
güzelleştirdi. Yine de bazı sahabiler onu eleştirmekten geri durmadı. Nitekim
ileride bu konu ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır. İlk defa camileri aşırı
biçimde süsleyen Velid İbn Abdİlmelik İbn Mervân olmuştur. Bu hâdise, sahabe
döneminin sonlarında vuku bulmuştu. Fitne çıkmasından endişe ettiği için bir
çok ilim adamı bu uygulama karşısında tepki göstermeyip sessiz kalmıştır.
Bazıları ise buna ruhsat vermiştir. Mesela Ebu Hanîfe bu kanaattedir. Ancak
bunun, camilere saygı göstermek düşüncesi İle ve hazineden gelen ödeneklerle
yapılmamasını şart koşmuşlardır.
İbnu'l-Müneyyir şöyle demiştir: "İnsanlar yüksek binalar
yapıp evlerini süslemeye başlayınca, camilerin basit konuma düşmemesi için
süslenmesi daha uygun oldu." Fakat şu şekilde ona itiraz edilmiştir:
"Eğer camilerin süslenmesinin yasaklanması, şaşaalı bir yaşamı terk etme
konusunda selefe uymaktan ileri geliyorsa, onun söyledikleri doğrudur. Yok
eğer süslerin namaz kılanın zihnini dağıtmasından endişe duyulduğu için
yasaklanmışsa söyledikleri geçersizdir. Çünkü yasağın illeti devam
etmektedir."
Enes'ten nakledilen bu hadis, meydana gelecek bir olayı haber
verdiği için peygamberliğin ispatında kullanılan mucizelerden biridir. Nitekim,
önceden bildirilen bu durum, haber verildiği gibi meydana gelmiştir.